10 Ocak 2011 Pazartesi

Manevi boyut...



              Sizlere basiret, melekler ve manevi boyuttan bazı bilgiler aktarmak istiyorum. Öncelikle melekler ve cin diye tabir ettiğimiz varlıklar yaratılışları ve yapıları farklı olsa da, aynı manevi boyutta yer alır. Fiziksel varlıklar değildir. Elle ellenip dokunulamaz ama hissedilir. Hissetmeyi de biraz açalım, ruhun algılamaya başlaması. Öncelikle halkımızda ki yanlış bir değerlendirmeyi açıklamak isterim. Cinler, üstün varlıklar değildir ve sayıları meleklere oranla oldukça azdır. Kimi insanlar cinleri üstün varlıklarmış gibi kabul eder. Böylece istemeden İslama aykırı bir davranışın içinde bulunur                                                


              Işın gibidirler, kırmızı renktedirler. Peygamber efendimizin (sav)dumansız ateşten yaratılmıştır demelerinin sebebi budur. O zamanlar genelde insanların anlayabileceği en iyi açıklama şekli buydu. İnsanın düşüncesine etki edip, kendilerini birer bedensel varlıkmış gibi gösterebilirler. İnsanların gördükleri bu varlıklar bundan kaynaklıdır. Bunu önlemek için, inançlı bir dua okumak ya da bu gerçeğe yürekten inanmak o anda ki istemediğimiz görüntülerden korur. Bu varlıkları orijinal halinde görmek için ruhun algılamaya başlaması gerekir. Ruh, belirginleştiğinde bedende üşüme hissi bırakır. Bu üşüme hissi bedensel değildir. İçten gelen bir üşümedir ve bedenin yine sıcaktır. Algılanan her melek ruhun algısıyla olur, üşüme hissi bırakır. İnsan her meleği her daim görmeye gücü yetmez. Çünkü insana etkisi fazladır: Üşüme hissi, kaslarda kasılma ve titreme, kuru baş dönmesi. Burada şunu da belirtelim: Bedenin nasıl duyuları varsa, ruhun da kendi duyusu (algısı) vardır. Birinde (somut) maddesel varlıkları, diğerinde ise manevi boyuttaki varlıkları algılarız.
               Melekler, ruh algılamaya başladığında(insan basiret kazandığında) insan gözüne parlak bir beyaz ışık şeklinde görür. Işığının kaynağı ne güneştir ne de başka bir yıldız. Doğrudan kendisi ışıktır. Ve ışığı ne doğuya karışır ne batıya, yani bulunduğu yerdedir ışığı. Madde değildir (dokunulmaz ağırlığı yoktur)ama belli bir şekilde gözükür.

         İnsan algısı ikiye ayrılır bedensel ve ruhsal olmak üzere.İki olguyu iyi ayırmalıyız.birbirleriyle karıştırmamalı,bilmeliyiz ki ikisi de ayrı algı çeşitleridir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder